Çene ve Yüz Bozuklukları

Ağız-Çene ve Yüz Cerrahisi ile doğuştan ya da sonradan oluşan bozukluklar başarıyla düzeltilebiliyor. Hem cerrahi tekniklerin hem de kullanılan cihazların gelişmesi ameliyatların güvenilirliğini de artırıyor.

Ağız-Çene ve Yüz Cerrahisi ya da uluslararası adı ile “Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi” dişhekimliğinin son yıllarda en çok gelişme gösteren branşlarından biri olarak kabul ediliyor. Çene-yüz deformiteleri; çene eklemi ve yüz ağrıları; diş implantları; kaza ve tümörlere bağlı çene kayıplarının düzeltilmesi; çene kırıkları ve yaralanmaları; gömük dişler; spor güvenliği ve ağız kanserleri, çene cerrahisinin alanına giren konular arasında yer alıyor.

Çene ve yüzde oluşan şekil bozukluklarının doğuştan olabildiği gibi kazalara ya da hastalıklara bağlı olarak sonradan da ortaya çıkabildiğini belirtiliyor. Alt çene ile üst çenenin birbirine ve yüze göre uyumsuzluğunun hastalarda hem estetik hem de fonksiyonel rahatsızlıklara yol açtığına işaret ediliyor. Alt veya üst çenenin birbirine göre kısa ya da uzun olması, yüzün normalden çok uzun olması ya da kısa olması sık gördüğümüz problemler arasındadır. Ayrıca ön dişlerin kapanamamasına yol açan çene bozukluğu, alt çenenin çok belirsiz olduğu durumlar, üst çenenin çok sarkık olmasına bağlı olarak diş etlerinin gülerken çok fazla görünmesi, sadece çene ucunu ilgilendiren şekil bozuklukları da cerrahi tekniklerle düzeltilebiliyor.

Bu tip problemleri olan insanlar çiğneme ve konuşmada da sorunlar yaşıyorlar. Günümüzde gelişen teknoloji ile bu bozuklukların düzeltilmesinin kolay hale gelmektedir. Hem cerrahi tekniklerin hem de kullanılan cihazların son yıllardaki gelişimi bu ameliyatların başarısını ve güvenilirliğini artırmıştır.

En önemli gelişme, distraksiyon osteogenezisi denilen ve ortopedide sıklıkla bacak uzatmada kullanılan kemik uzatma tekniğinin çene cerrahisinde kullanılması. Bu yöntemle çocuklardaki doğumsal çene kısalıkları ve yüzün yetersiz gelişimi düzeltilebildiği gibi, tümör ve kaza sonucu büyük kemik kayıpları tedavi edilebiliyor. Yöntemin en önemli avantajları, kolay ve güvenli uygulanması ve vücudun başka bir yerinden kemik alınmasının gerekmemesi. Bu yöntemle ayrıca deri ve kaslarda kemikle birlikte uzayarak şekillenebilmekte. Kemik uzatma yöntemi ile büyük deformiteler düzeltilebildiği gibi, diş implantlarının uygulanmasına izin vermeyen çene kemiği erimeleri de tedavi edilebilmektedir. Zamanla azalan kemik miktarı diş protezlerinin uygulamasını güçleştirmektedir. Çene cerrahisi uygulamaları hem bu tip problemleri ortadan kaldıracak teknikler içermekte hem de implant uygulamaları ile dişsizlik problemini ortadan kaldırmaktadır.